twitterda @cahilheriftalha olarak kayıtlara geçen kişiliğin can sıkıntısından yazdığı bir takım özensiz yazıların bulunduğu yer
13 Aralık 2015 Pazar
buraya başlık gelecek
20 Ekim 2015 Salı
deli
11 Ekim 2015 Pazar
berke mi can?
25 Eylül 2015 Cuma
layf of öküz
İyi bayramlar! Şaka şaka o kadar samimiyetsiz değiliz. Bayramınız mübarek olsun amcacım ver elini öpeyim. Yok yok sağol istemem harçlık kavurma ver yeter. Bu bayramda böyle geçiyor. Tarih atayım. Bugün bayramın 2. Gününün akşamı. Evdeyim. Adına kurban bayramı denilen 4 günün ikinci günündeyim. Ya da değilim. Nerde o eski bayramlar? Nereye koyduysan ordadır. Ben biyere koymadım masanın üstündeydi. Bayramlar çok da heyecanlı değil sanki. Eskiden bi kaç gün öncden bayram geliyor wuhuu derledi. Ben arife günü öğrendiğimde şok olmuştum! Yarın kurban bayramıydı! Anlamalıydım beni hayvan pazarına götürmelerinden! Boynuma bir de ip bağlamışlardı! Evet evet galiba beni bi öküzle karıştırmışlardı! Öküz olduğum doğruydu ama bu sadece bi sıfattı yani öyle bildiğin öküz değildim. Kafam karışmıştı. Galiba bişeyi kırk defa söyleyince oluyordu. Neden olmasındı? Kim bilir bana kaç defa öküz dediler. Al işte beni öküzle karıştırdılar kurban pazarında biyere bağladılar. Mutlu muydun? Mööö. İyice de alışmaya başlamıştım. Sonuçta yediğim önümde yemediğim arkadamda. Keyfimde yerindeydi. O vakte kadar. İki adam geldi (birisi çadırın sahibiydi) ve bana fiyat biçtiler. Neremi beğenmişlerdi anlamadım ki! Zayıf bi öküzdüm. Anlaşamadılar. Kurtulmuştum. Galiba. kurban edilmek istemiyordum. Daha otlayacağım otlaklar vardı. Ama kimin umrundaydı? Çadırın sahibide beni satmak için uğraşıyordu. O satmak için uğraşırken yanımdaki öküzlere baktım. Onlar da benim gibiydi. Öküz adamdık. Tanıştık. Kaçmayı düşündük ama kaç kaç nereye kadar. Hepimiz haberleri izlemiştik kaçan öküzlerin sonunu. Hepsi de mutlu sondu. Onların açısından. Bu olmaz dedik. Hutbede dinlemiştim kusuru olan hayvanlar kurban olmazmış. Dişimizi kıralım dedim. Olmaz dediler. Galiba korktular. Yine bazı adamlar geldi. Bu sefer anlaştılar. Yarın sabah kesilecektim. Bütün hayatım film şeridi gibi önümden geçti. Baya sıkıcıydı. Bütün gece uyanıktım. Sabah oldu. beni kesimhaneye götürdüler. Besmele getirdiler. O an uyandım. Galiba rüyadaydım. Uff ne biçim hikaye yazdım. Lost gibi hikaye oldu. filmini çekmek lazım. Layf of öküz. Şaka maka acaba kurbanlık hayvanlar böyle korkuyolar mıdır? Korkmazlar galiba. bazı hayvanlar (ben gördüm) hiç sorun çıkarmıyor. Kendi kendine kıbleye göre yatıyor. Hiç itiş kakış yok. Bazıları da atlaya zıplaya. Acemi kasap da varsa işin içinde çok kötü şeyler oluyor. Hayvana yazık. Kurban olmaya gelmiş onda da acemi kasaplar hayvana eziyet ediyor. Neyse kavurma yediniz mi? müthiş bi şey. Muazzam bi tadı var. Allah vejetaryenlere akıl fikir versin. Ot yesinler onlar anca. Etin tadını ve sağladığı yararları hiçbir ot veremez. Öyle yani. Kavurma ye. Ayrıca yarın da bayram! Bugün bayram erken kalkın çocuklar. Bayramınızın üçüncü mübarek olsun. Şimdiden söyliyeyim. Hadi görüşürük.
18 Eylül 2015 Cuma
gökyüzü
14 Eylül 2015 Pazartesi
süper kahraman
10 Eylül 2015 Perşembe
King Kong
Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi? Hangimiz sevdik çılgınlar gibi? Hangimiz sevdik king kong gibi? Hikayesi çok acıklıdır yazık hayvana. Filmini izledim. Beyaz adam bi adaya gidiyo. Gidiyo işte sen bizi mecliste temsil et. O da diyo yok etmem. Olay böyle değil tabi. Bizim bu batılı beyaz adam galiba film çekmek için bi adaya gidiyo. Her zaman olduğu gibi orda yerliler oluyo falam. Yerli malı yurdun malı herkes onu kullanmalı falan derken bunlar batılı beyaz adamla gelen artis kızı kurban etmek için alıyolar adanın king konga ait bölümüne gidip bunu bağlayıp bırakıyolar. King kong geliyor bunu alıp inine (inlerine ineceğizdeki in bu değil) götürüyo ama yemiyo. Aslında yiyecek ama doktor hemen ana yemeğe geçme demiş önce çorba falan içiyo. O ara bu kızı seviyo. Kızı son model spor arabasına bindirip mahallede bi tur atıyo (İsmail yk hatırlayanlar faw). Sonra bunu bi mağraya götürüyo gösteriyo bak burda benim emmi oğulları var hepsi öldü ben tek kaldım okeye 4. bulamıyorum diyo. Kız üzülüyor tabi. Tabi bu arada batılı beyaz adam kızı kurtarmaya geliyor kızı kurtarmışken king kongu da alıp new york a götürüyolar. Koskoca orman kralını maymun ediyolar. Yazık hayvana. Batılı beyaz adamın zulmüne uğruyor. Sonra bu bizim fakir ama gururlu king kong sevdiyi kızı bi gece kaçırıyor kız bohçasını alıp bunla gidiyo. Kızın babası csı fbı falan ne varsa topluyo bunların peşinden yolluyo. King kong nerden aklına geldiyse kapitalizmi de yıkayım deyip gökdelenin tepesine çıkıyo. Bağrıyo “seviyorum ulen!!!” kız yanında tabi. Kız duygusal falan ağlıyo. Sonrasını siz de biliyonuz king kong wefad. Kız şrfsz çıkıyo hemen bunu kurtarmaya gelen batılı beyaz adamın yanına gidiyo. Sonuç olarak batılı beyaz adamın azk. King kong adam gibi adamdır. Duygusal bi filmdi sonunda baya ağladım. King kong gibi sevmeyeceksiniz sevmeyin. Sevcekseniz king kong gibi sevin. Giderken kapitalizmi de yıkın. Alet olmayın. Diyeceklerim bu kadar. Saçmaladım. Saç mallanmaz taranır. Bu şaka yüzünden insan katil olur. Şakayı ben yaptığım için gülüyorum ama başkası yapsa şu an boynumun üstünde bulunan kafayı atardım. Kafa nereye biz oraya olduğu için (çok uyumlu bi çiftiz onsuz yaşayamam) ben de onla beraber giderim.
Son olarak batılı beyaz adamlardan ve onların yanında getirdikleri artis kızları sevmeyin sonra maymun ederler. Film bunu anlatıyo en azından.
Yazacak birşey bulamadığımdan bunu yazdım bunla idare edin
5 Eylül 2015 Cumartesi
cumartesi
Günlerden cumartesi. Cuma-ertesi. Cumadan sonraki gün. Ne anlatmak istedim? Hiç bir şey. Anlatmaya gerek yok laf kalabalığı hep bunlar. Kahvemi aldım yanına da kokosıtar (Hindistan cevizli çikilat) aldım. Niye söylüyorum bilmiyorum. Farenin pili bitmiş tak çıkar yapıyorum. Çok sinir bozucu bişey. Neyseki bizim yani insanların pili yok. Pili yok derken bize pil takmıyolar. İçimizde var. Heveslerimiz var. Heveslerimiz tükenince biz de tükeniyoruz ve farede olduğu gibi tak çıkar da yapamıyoruz veya başka bir heves de takamıyoruz. Bataryası çıkmayan telefon gibiyiz yani. Bozulunca servise yolla. İnsan oğlunun servisi var mı acaba? Beynimin bi kaç tahtası eksik onları taksınlar. Doğru düzgün düşünemiyorum. Galiba bu sorunu yaşayan bir tek ben değilim. Benden daha beterleri var. İnsan olduğunu unutmuş (ya da unutmamış) insanlıktan çıkmış. Hayvan gibi şii yapıyolar. Onları eşşek sudan gelinceye kadar dövmek lazım. (eşşek hiçbir zaman sudan gelmemiştir.) ne demişler? Laftan anlamayan aduketten anlar. Büyük ihtimal buna benzer bişey demişlerdir. Eskiden insanlar az konuşurmuş ama konuşunca da harbi konuşurlarmış. Şu atasözlerine bakar mısın? Hala geçerli. Demekki hakikat imiş. Şimdi napıyoruz? Çok konuşuyoruz ama bütün laflarımızı bir araya getirsen bi atasözü çıkmaz. Çok ve boş konuşuyoz. (bunu sen mi söylüyosun? Evet). Bunu kanıtlayabilirim. Tivitır profilinize girin, kaç tivit attığınıza bakın, en azından 10-15 tivitinize bakın. Şimdi benimkine girin, bakın, yürütün onları. (^^). Tivit yürürmü demeyin. ya yürürse? Şimdi dersiniz “ne yapalım yani ciddili mi konuşalım hep?” ben de derim “yooooo”. Ama siz ciddli şeylerde konuşmaya ÇALIŞIYOSUNUZ. Ama olmuyor. yanlış düşüncenizi başkalarınıza aktarıyosunuz. En basitinden ciddi bir parti meselesini gelip taymlaynda tartışıyosunuz. Arkadaş bu site bunu konuşulacak yer değil. Parti meclisinden konuş. Değil mi? evet haklıyım. Şimdi de diceksiniz “ciddili konuşmicaz mizah da yapmıcaz ne yapcaz?” ben dicem “yooooo”. Mizahın da bir sınırı vardır yani bence öyle. Her mizah yapılmaz. Bazen vıcığı çıkabiliyor. Benim otomatik frenim var mesela. Vıcığını çıktığını hissedince tokat yiyorum hem de sadece 9.99$ aynı gün ücretisiz kargo iletişim yok çünkü biz sizi buluruz. (a)sosyal medyada dikkatli olmak lazım. Yapmadığın bir şey yapmış gibi gözükebiliyor anında damgalanıyosun. Candymden biliyorum. (şaka şaka bilmiyorum daha olmadı öyle bişey olmaz inşallah.) yanlış bilinmek çok kötü bir şey Allah korusun.
Yine saçma sapan bişey yazdım (yüzü yere düşmüş emoji). Gelişir belki ya boşuna okumuyoruz. Neyse ben gidiyorum.
1 Eylül 2015 Salı
{°.°}
Eyyy türk gençliği! Birinci vazifen beni feno yapmak! Şaka şaka ne fenosu. 884 takipçi neyime yetmiyor? Yetmiyor arkadaş. 10 tanesi fav atıyo (gözleri ne kadar gülsede içi kan ağlayan emoji). 1000 olaydım iyiydi. O da olur inşallah. Derdimize bakar mısınız? Kaç takipçimiz var. Fındık kabuğunu (ben fındık dedim siz kabak çekirdeği de diyebilirsiniz kaju da olur bütün kuruyemişlerde olur) doldurmayacak şeyleri kendimize dert ediniyoruz. Ne kadar çok acı var. Neyse ki acı seven bi insanım. En azından yemekte seviyorum. Ağzım yandıkça daha çok yiyesim geliyor. Galiba kendime acı çektirmeyi seviyorum. Oladabilir. Sonuçta küçükken düşüp bacağımı kanattığımda orası yara olurdu, üstünde kabuk oluşurdu. O kabukları canım yana yana kopartırdım. Mazoşist deniyodu galiba. öyle bişey. Kelimelerin ne önemi var karşımdaki beni anlayabildikten sonra? Değil mi? değil ama olabilirde. Sonuçta kendimizi kelimelerle anlatıyoruz. Twit atarken kendimizi yüz kırk karaketere sığdırıyoruz, bazen sığdıramıyoruz, kendimizi anlatmaya yetmiyor kelimeler. Bu yüz kırk karakter olayı dm de kalktı. Galiba @jack (bilmeyenler için yerin dibi not: twitter’ın ceo su)millet daha rahat yürüsün diye yaptı. Gençler yürümeyin. O kadar yürümek istiyosanız açın subway surf’u veya başka bi sonsuz koşu oyununu onda yürüyün. ben sabah sporumu bile subway surf te yapıyorum. Arkamdan koşan o polis olmasa koşacağımda yok gerçi. Galiba durunca beni yakalıyacaklar korkusuna koşuyorum, ilerliyorum. Yerimden memnundum oysa ki. Geri kalmaktan korkar olduk. Aslında kime göre geri kalıyoruz o da ayrı. Ben kimseye göre geri kalmıyorum ama onlar bana geri kaldın da diyebilir. Benim geri kalmışlığım onların ileriliğinden/çağdaşlaşmışlığından belki daha hayırlıdır? Belki ben uçurumun kenarından manzarayı seyrederken onlar daha ileriye gitmek için uçurumdan atlamıştı? Hömm. Çok konuştum. Gerçi burda yüz kırk karakter sınırı yok. Ama zaman sınırı var. Sizin zamanınızı almak istemem. Ayrıca gevezeliğin lüzumu da yok? (çok gevezeyimdir).
Bu arada “Bu Böyledir”i bitirdim. Kitabın sonuna kadar hiç bişey anlamıyosunuz, kitabın sonunda da bişey anlamıyosunuz. Sonra internetten bakınca haaaaaaaa diyosunuz. Ne anladığımı anlatmıcam siz okuyun.
Yine konusu belli olmayan bi yazı yazdım biraz da saçma oldu. bunlara başlık da bulamıyorum.
30 Ağustos 2015 Pazar
Zafer?
Saat 01:21. Uyusam uyurum ama uyumucam. Kendimin sözünü bile dinlemiyorum (ne kadar da marjinal bir erkek). Yobazın günlüğünü bitirmeme 14 sayfa kaldı, yarın bitiririm. Ondan sonra on bir. Bitirince Mustafa Kutlu okumayı planlıyorum. Çerez niyetine hikayeler. Sonrada … başka bi kitabı seçer okurum orası önemli değil. Haa bu arada size kitap okuyun demiştim. Okumayanın kulağına örümcek girsin demiştim. Okudunuz mu? Burdan duyamıyorum içinizden evet okudum demenize gerek yok. Okuyun arkadaşlar okuyun. ama saçma şeyler okumayın yav. Vampirli roman ne azk? Okudun da ne oldu? zaman kaybı, israf. Yabancı okumayın demiyorum, düzgün kitap okuyun diyorum. Kitap. Okul. Okulların açılmasına 29 gün 6 saat kaldı. Bir yandan açılsın diyorum bi yandan istemiyorum. Yani açılsa bi türlü açılmasa bi türlü. Okullar açılınca yazmaya devam eder miyim bilmiyorum. Belki devam ederim. Hocalara falan da veririm adresi girer okurlar. Göndermeli kısımlar yüzünden okuldan atılmazsam iyi .s . Neyse okul konusuna girmeyelim anlatıcak bişey zaten yok. Konuşacak birşeyim yok. Anlat desen ne anlatcam. Asistan da bulamadım. Benim gibi muhteşem (üç kere yazım hatası yaptım ne kadar muhteşemim siz düşünün) bir insanın nasıl asistanı olmaz? Kabul edilemez. Hatta kendi ülkemin kralı bile olmalıyım. İsmini de cahilistan koyarım. Ben ne dersem o olur. Bana laf edenin saçlarına sakız yapıştırırım. Fazla acımasız oldum dimi?
Bir uyku molası
Saat 15:12. Televizyonda her kanalda sağ üst veya sol üstte Türk Bayrağı ve Atatürk var. Acaba neden koydular diye düşünürken bugünün 30 Ağustos Zafer Bayramı olduğunu fark ettim. Şöyle bir düşününce pek de bi zafer kazanamamışız. Nasıl mı? dışarıya çıkın etrafınıza bakın. O gün yurttan kovduğumuz düşmanlarla ne farkımız kaldı? Aynı kıyafetler aynı telefonlar aynı düşünce yapısı aynı aynı… İnsanın aklına söyle bir soru geliyor (en azından benim aklıma geldi) madem onlara benzeyecektik hazır ayağımıza kadar gelmişler niye kovduk? Cevabını bekliyorum. Hmmm cevap yok. Cephede kazandığımız savaşı normal hayatta kazanamadık be. Televizyonlara internetle gazetelerle dergilerle hayatımıza girdiler. Yazıklar mı olsun bize? Olmasın bence hala umut var. Bilmiyorum yanlış da düşünüyo olabilirim, ama sonuçta düşünüyorum. Düşünmüyenler de var etrafımızda. Düşünüyorum öyleyse varım. Kim söylemişti bu sözü? Bi insan evladı söylemiş iyi söylemiş. tekrara düşücem ama kitap okuyun. okumayınca olmuyor. Bu yazın başından beri 4 kitap okumuşum: hamza (ömer faruk dönmez), bir yobazın günlüğü (ömer faruk dönmez), Kürk Mantolu Madonna (Sabahattin Ali), Gayri Resmi Hayatlar (Abdulgani Bozkurt). Ne kadar az okumuşum dedim. Bugün Bu Böyledir (Mustafa Kutlu) ya başlayacağım. 90 sayfaymış bitiririm bugün okuyamazsam yarın bitiririm. Galiba bundan birinci paragrafta bahsetmiştim. Neyseki ben tekrara düşebilirim nasıl olsa yazar değilim. Yazar ne yazar ne yazamaz. Bu böyle değildi sanki. Dimi? Yaşar ne yaşar ne yaşamaz (aziz nesin) vardı. Yazarını tanısam alıcam kitabı ama cahilliğimden ötürü tanımıyorum. Ekşi sözlükten vb sözlüklerden baktım yaşar diye bi adam var bunun kimliği yok, devlet vermemiş. Neler yaşadığını anlatıyo. Biraz komiklikliymiş. Aranızda okuyan varsa bişey desin. Huuuop? Söyleyin tamam mı? ismi ilgi çekici okuyasım geldi. Neyse fazla uzun yazdım galiba. bu akşam atarım bunu bloğa. Bi baştan sona okuyayım.
Okudum. Çokzel olmamış ama yine de atcam.